19 Kasım 2008 Çarşamba

cumartesi sendromu ?!

efendim..

günlerden bir cumartesiydi fermiyum rezalet bi sınav geçirmişti.. angie yi aradı
önceden yapılmış bi planlarını aptal bi sınavın mahvetmesine izin veremezdi..


Beşiktaş yapuruna bindi herzamanki yerine oturdu. vuuuvuuu diye rüzgar eserken uykusuz okuyodu.. tatlı tatlı giderkene kız kulesiylen aynı hizadaykene şener şen filmlerinden alışık olduğu o sesi duydu...


" ŞİMDİ ELİMDE GÖRDÜĞÜNÜZ BU ŞEYİN NE İŞE YARADIĞINI ÖĞRENECEKSİNİZ"
ilk başta hiç oralı olmadı ama adam coştukça çoşuyordu...
"DİYELİM Kİ EVDE HASTANIZ VAR ÇAYINA LİMON KOYUCAKSINIZ" fermiyum hala emrah ablak a gülmektedir...
"KESME DERDİ YOK SIKMA DERDİ YOK ÇEKİRDEK YOK, ELİMDEKİ LİMON SIKICAĞINI SAPLIYORUM ÇEVİRİP ŞURADAKİ ÇİZGİYE KADAR GETİRİYORUM.
HOP HASTANIZIN LİMON SUYU HAZIR." fermiyum uykusuzu yavaşça bırakıp şener şen filmlerini düşünür...
"MESELA SALATA YAPICAKSINIZ HOP LİMON SUYU HAZIR" fermiyum yavaşça başını çevirir ve hakkaten de zırt pırt limon suyu sıkan o adama bakar...

" ÜSTELİK KAPAĞINI KAPIYIP BUZDOLABINA KOYABİLİRSİNİZ 3 GÜN, 5 GÜN, 10,15 GÜN BOZULMAZ DAYANIR." fermiyum resmen izler adamı..
"ŞİMDİ LİMONNUN İÇİNE BAKALIM BAKIN HİÇ SU YOK SADECE ÇEKİRDEK VE POSA.." fermiyum gülümser ve kıkırdar..

"ÜSTELİK ŞU ELİMDE GÖRDÜĞÜNÜZ ŞEY 3 DEĞİL 5 DEĞİL SADECE 1 YTL. ALMAK İSTİYENLER SÖYLESİN BEN DOLAŞIYORUM." dediğinde karşıdaki adamın tuhaf bakışlarına maruz kalıcak kadar gülmeye başlıyan fermiyum limon sıkıcağı adamın yanına gider ve " bana 2 tane verir misiniz şunlardan" der adam "3 olsun o" falan der "iyi madem" der bi yandan da 3 limon sıkıcağını napıcağını düşünür..

kaykaycıların "trrrrr çtakaaa" sesi çıkardığı taşların hafif çiş koktuğu meydan da banka oturup uykusuz okur. angie gelir. birlikte iklim değişikliği standına giderler.. inatçı ve enteresan insan hikayeleri dinlerler..
farz-ı misal: bir teyze yaklaşıp "kızım çamaşır mı asıyonuz" diye sormuş
başka bi teyze de sorup uzun uzun dinledikten sonra "haa bende anaokulu reklamı zannetmiştim" diyip gitmişler..


angie yle ve okulundan iki güzide insanla birlikte çeşitli maymunluklar yapıp küçük çocuklara boyama yaptırmak kendi aramızda fikir alışverişi yaparak bence şu yazar bişiyler diyip insanlara bez götürmekle meşgul olduk.

tabi bu arada kendi fikirlerimizi de çizdik yazdık..

(bu arada serçelere sövmeden geçemiycem pis kuşlar saçımıza yapmayın bari.. evek piyango oynıycak ortam bool bol oluştu..)

Efendiim, bir elimizde kesilmiş kumaşlar, bir elimizde rengarenk kalemler, kolumuzun altında broşürlerle Beşiktaş'ta gezinirkene yanına yaklaştığım bir adamla şöyle bişey oldu: angie der ki:

pardon... merhaba. biz uluslarası bir proje yürütüyoruz, burda çevreyle ilgili çözüm önerilerinizi kumaşlara yazıyosunuz yada çiziyosunuz. katılmak ister miydiniz?

kayıtsız adam tüm bu süre içinde angie'yi dinlemiştir, itiraz etmemiştir, hareket etme yada kaçma girişiminde bulunmamıştır ve o saniyeye kadar gayet aheste aheste yürümektedir, zaten angie onu aheste yürüdüğü için gözüne kestirmiş, vakti olduğunu düşünmüştür. ama adamdan gelen tepki şok edicidir.

adam, angie'nin yüzüne hafifçe kıstığı gözleriyle bakar, elleri cebindedir, etrafımdakileri çok da umursamıyorum aslında tavrındadır ve angie'ye şunu söyler ardından da1 m/dk hızla giderek uzaklaşır:

"çok.. acelem var."

Okuduğumuzu Anlayalım:

1) Adam niye böyle bir g*tlük yapmıştır? (bu arada hayatımda kimseye daha böyle bişey demedim)

2) Angie'nin o an hissettikleri nelerdir?

3) Parça Türk toplumunun genel yapısıyla ilgili nasıl bir kesit sunmaktadır?

4) Angie adlı yazar neden kendinden üçüncü şahıs şeklinde bahsetmektedir?

naçizane etkinliğimiz(!) bittiğinde yorgun ama mutlu bi şekilde vapura yürürkene "pardon bi saniye bakarmısınız" diyen sese dönüp baktığımızda ise aldığımız tepki
"oh be sabahtan beri kimse dönüp bakmıyodu bile" diye sevindirik olan atkuyruklu ve piercing li sempatik adama çıkarıp engelliler yararına sattığı gasteyi alıp biraz da bahşiş bıraktık aramızda söyle bi konuşma geçti
-engelliler yararı..
-evet yardım edelim valla sizin de işiniz zor(antiklime timi yoktu allahtan:P)
sabahtan beri uğraşmaktan halinizi biraz olsun anladık sanki
- aa siz şurdaki çevre standındaki kızlar mısınız
- aa ünümüz ne çabuk yayılmış dimi angie! ehaehaeha .. ehem şey buyrun
- gasteuzatt**gasteuzatt** buyrun sizde
- yok ya sizde kalsın onlar. ne işmiş be insanlar hiç takmıyo ama bıdıbıdı(yürümeye devam)

not: kısacası(amanın kısacaymış ehaaehua)
insanlar duyarsız olmuşunuz siz pisbakışş**
yapmayın etmeyin size bişeyler söylemek isteyen insanları terslemeyin mantıklı bi dille bişeyler açıklayın ki kabul etsinler yada etkinliği bizimkiler gibin parasız sadece 25x25 bi bez parçasının üstüne bişeyler yazıp çizmekse 3 dakkadan kısa sürüyo yemin ederim
ben gönüllü olurum kardeş daha insanlığa olan umudum tam çökmedi
ama gaste dağıtan sen bizim standımıza çiziktirdin mi bişiyler hııı?


Notun notu: angie vapur beklerkene çok acelesi olan adamın kenarda oturduğunu söyledi çok acelesi varmış zaten..

hah işte o insanı çözemedim ben

saygılar

4 yorum:

angie dedi ki...

aynı etkinlik daha da az katılımla bugün okulumuzda gerçekleşti. ama sadece 20 dakka standdaydık.. gerçi beşiktaş'ta daha çok eğlenmiştik:)

o diil de, bugün yanımızda da yiycek standı vardı. ıslak kek (jude'a selamlar), cheesecake (kendime ve fermium'a selamlar) bi de zeytinyağlı dolma vardı (kime selam vericeğimi bilemedim?)

etkinliğimizi bariz sabote ettiler! resim hocalarından biri çok ilgilendi ama küçük (yaş 3) oğlunun işaret parmağı ısrarla kekleri gösteriyordu. işte ben buna hüsran derim.

onu da geçtim: fermium sana iyi haberlerim var. "edward munch küresel ısınmaya karşı" adlı çalışman okulumuzda çok beğeni topladı, kendi eserim "cip istemiyoz" ise pek rağbet görmedi. orda artık mor bir yuvarlak var çünkü.

neyse ya ben sevdim böyle işler yapmayı.
sonuçta devamı gelicek, umarım insanlar da gelir.

Fermium dedi ki...

eheehhe yaşasın sanat!
be naturalist vardı o nası?

ben artık tiyatroya baleye giderim korsan dvd alırım

(okumuyosunuz biliyom ama sinama fiyatlarından ve pizza hut daki pizza büyüklüğünden ciddi şekilde rahatsızım bu yüzden de şikayetçiyim ama bu konu da başka entry ye artık)

Jude dedi ki...

şöyle ki; bende aslında orda olup bu deneyimi yaşamayı çok isterdim lakin bu arkadaşların sinir krizi geçirdiği dakikaları ben irikıyım dayak atma konusunda eğitimli(ve tescilli) insanlardan dayak yiyerek geçiriyodum(geçiriliyodum).

ama daha önce buna benzer halkla ilişliler işini yaptıydım ki ordan biliyorum, insanın sinirlerini feci derecede bozabiliyolar.

angie dedi ki...

valla bize de dayak atmışlar kadar olduydum ben o gün.