22 Şubat 2009 Pazar

to The Hippie

(ingilizce dersinde shakespeare'in yazdıkları gibi soneleri incelerken, bizden de bir sone yazmamız istendi. aslında sonelerin her satırı 10 heceden oluşsa da benimkisinde pek olmadı ama uyak düzenine uydum ve böyle bişi çıktı. daha önceki yazıları takip etmiş olanlar varsa mekan ve zaman konusunda bir sorun yaşamayacaklardır... işte size bir sone, buyrunuz efendim.)

They gathered in a circle and lay on the grass,
The fresh wind blew o’r their untidy hair.
They worried that the moment would quickly pass,
The sea, the sky and ev’rything else they could share.
Oh, how beautifully the robin flew,
And how its sound smoothly covered their skin.
They closed their eyes and so well they knew,
Through their eyelids, the sun crawled in.
With the robin, they whispered along,
And praised the wondrous songs composed.
And how they sang the lyrics, not too long,
They said, living is easy with eyes closed.


There they lay, embracing what they possessed
And realized that, with friendship they were blessed.

fakat ?!?

8 Şubat 2009 Pazar

Ortadan Sıkılan Diş Macunu Ahalisinden İnciler

"Eeeaah! Anamızın karnından boruyla mı doğduk! Abi getir bana bi patso.." Jude

"süper beybi bir feys..." Jude

"Anaç oluyo, babaç? Yok o babacan? Anacan? Höy?" Fermium

"ohaaa ultrasoniiiiiiik.. he hö ne dedim ya ben ehaha ultrason..florasan..ayran.. sınav haftası dokundu heralde..." Fermium

Angie Jude karışık: Aaa.. Düşünsene Fermium Amerikaya gidip bir gosip görl oluyo.. Sevgilisinden ayrılmış, yatakta yüzüstü yatıp ağlarken topukları birbirine değiyo.. Yada sevgilisi var mesela okulda Amerikan futbolu takımı kaptanı, Fermium da ponpon kız lideri... Anaaaam.. Küçük bir bıleyır voldorf. Sarıya boyattığı saçlarıyla beyaz cipini felan sürüyo.. Off..
Fermium: (envai çeşit hö bakışından sonra) Ponpon kızlık sıkıcı yaa..
Jude: He yani sarı saç cip erkek arkadaş tamam, ponpon kızlığa takıldın öyle mi?
(hanginizin topuk fetişi var ki şimdi?)

-bu konuşmanın akşamına-
Fermium: Angieeee!!
Angie: Hı?
Ferm: Gossip Görl izledim olamam ben onlardan zor be öyle..
Angie: Ehehahahehe.... Noldu bugün dediklerimizden sonra içine kurt mu düştü??
Ferm: Kurt mu? Hayır.. Ama nedir ki diye bi baktım ı-ıh



Jude: Şimdi tabu'nun bu kısmında 15 kelimeyle büssürü şey anlatmaya çalışıyosun. Mesela gerdek…
Angie: Aklına ilk gerdek mi geldi?!?


(Fermium'a doğumgününde hediye olarak japon balığı alınmış, adı Freddie konmuştur.)

Fermium: Keşke daha unisex bi isim koysaymışsınız...
Mahavishnu: Ee zaten yeterince unisex bi ismi var?
(ve Fermium'un bakışları eşliğinde yarılan bir grup insan….)


(detaylarını pek açıklamak istemediğimiz, ancak bizi hala hatırladıkça güldüren birtakım inciler silsilesini sansürleyerek blog insanlarına sunmaktayız. Anlayamadığınız için—anladıysanız bravo—üzgünüz. Ama açık açık yazsam dayak yerim, ondan…)

Mahavishnu: Viiii ar dı çempiyıns may fıreendddsss viiillll kiip on fayting til di eeeenndd (dındındııın) viii ardı çempiyıns viii ardı çempiyıns…
bir küçücük osmancık: *****
Mahavishnu: AGGGHHH!!! *****
(ve OSDM ahalisinin gülmekte, aynı zamanda ağzından sosis parçaları ve meyve suları fışkırmaktadır…)


Mahavishnu: Öfff yarın sakso var hiç çalışmadım…
Geri kalan herkes ve sokaktaki esnaf: ?!?!?!
(dipnot: Mahavishnu saksafonu kastetmektedir aslında)


Mahavishnu: Benjamin Button’ı izledim. O diil de, Brad Pitt harbi yakışıklıymış yaa öff..
Angie: Aman canııım.. Brad Pitt kim ki senin yanında…
Mahavishnu: Ya orası öyle. Brad sezonluk şarkılar gibi, ben Stairway to Heaven’ım. (special thanks to ted mosby-maha) (Swarley di hani)


(sevgili blog ahalisi bu yazıyı editlerse süper olur!!)

demek ki neymiiiş mahavishnu nun potları hepimizi geçiyomuuuuş
(Stairway to Heaven, Brad Pitt e Brad demek ayh maşvişnu ehehhaeh)

Mahavishnu: abi dudağın çok kötü kurumuş..
Jude: dilimi görmek istemezsin.
Maha: (hö ? ifadesiyle) nerde..
ki ?
Jude : (böyle aptal soru olurmu ifadesiyle) e ağızımdaa ?
Maha: (dumurdan dumura uğrayan maha) !!!???
Jude : ???

bide olaya mahavishnu nun gözünden bakalım.

Maha: abi dudağın çok kötü kurumuş.
Jude: idili görmek istemezsin.
Maha: (hö ? ifadesiyle) nerde.. ki ?
Jude : (böyle aptal soru olurmu ifadesiyle) e ağızımdaa ?
Maha: (dumurdan dumura uğrayan maha) !!!???
Jude : ???

ve akabinde...

PUAUHUHZUHUAHUEHUEHUA .... ....

Jude ve Kolombus OGZ ofisinden çıkmış, yorgun argın trafik ışığında beklemektedirler. Jude evine ışıktan karşıya geçerek gidecek, ama Kolombus'un "git hadi git " ısrarlarına rağmen muhabbete devam edip her yeşili kaçırmaktadır. Artık baya bir süre geçer, Jude gitmeye karar verir. Fakat düğmeye ne kadar çok basarlarsa bassınlar bir türlü yeşil yanmaz. Deliren Kolombus düğmeye kafa atar, ve saniyesinde yeşil yanar. Mavi ekranlar verilip rebootlar atıldıktan sonra Kolombus direğe dayanmış, Jude ise yerde sürünmektedir.Haliyle tüm yaya topluluğun dikkati çekilir. Işık kaçırılır, bir sonraki ışıkta karşıya geçilir.

10 okuyuştan sonra gelen edit : OGZ yazarı gibi durmuşuz yazıda :p.. Her ne kadar nihai amacımız olsa da, her ne kadar her okul çıkışı o güzide apartmanın önünden geçip kafayı uzatmak suretiyle camdan bakan var mı diye baksak da, biz sadece okuruz. Okurcan olmayalım.

4 Şubat 2009 Çarşamba

OSDM fm!(freddie mercury falan değil.)


Gooooooooodd Mornin' Ortadan Sıkılanya!

Burası 275 ila 285 orta dalgadan yayın yapan Kader'in Sesi... Bugün Beş Kasım Bin Dokuz Yüz Doks... ehm!

Kaptırmayalım kendimizi değil mi? Evet,burası orası ile şurası arasında ortanın biraz şu tarafı yok şurasından yayın yapan OSDM FM!. Radyomuz,bugün 4 Şubat 2009 itibari ile yayın hayatına geçmiştir,fevkaladesonik olmuştur,bilgilerinize.

Adres: Http://ortadansikilanradyo.blogspot.com

PS=Bir ara zaman dağılımı yapalım aramızda da düzenleyelim şunu

PS2(play station değil ama ah bu kısaltmalar:))=Radyo da DJ lik yapacak olan yazarlarımız benim flatcast hesabımı kullanabilirler. Şifreyi benden alsınlar:)

Flatcast'i çalıştıramıyorsanız:

http://www.flatcast.com/de/Message.aspx?msg=Downloads