-Konferansın ilk gününden sonra eve Kemerköy'den 2,5 saatte dönebilmiş olmamın verdiği "hafiflik" gayet yorgunluktu yani.
-En güzel his: bütün gün topuklularla gezdikten sonra dolabıma koyduğum spor ayakkabılarıma geçiş yapmak. Ama en en güzeli o aradaki değişim sırasında okul koridorunun taş zeminine çıplak ayak basmak. Ötesi yok.
-Bu muhteşem betimlemeleri herhangi bir erkeğin anlayıp takdir edebileceğine cidden inanmıyorum. Olsun ama, biz sizi her türlü seviyoruz.
-Bu yazıyı yazarken kendimi ciddi garip hissettim. Topuklu ne be?!
-Konferansta 98liler var ve İngilizce konuşuyolar ve sen bu adamlarla politika tartışıyosun. Çok acayip ya.
-Hasta oldum ben bi de. Boğazım şişti falan. İyileşicem umarım.
-Bi de fark ettim ki Birleşmiş Milletler'in modeli de popüler kültüre ayak uydurmaya çalışıyo. "The Level of Coolness of Harry Potter Compared to That of Twilight" diye bir debate yaptık. Debate sırasında konuşmacıya babet atıldı desem pek de şaşırmazsınız heralde.
-Tabii ki de Harry Potter'ı tuttum.
-UNICEF'i temsil ediyoruz bu arada. Çocukçocuk.
-Oha şimdi aklıma geldi, ben bugün öğlen dondurma yedim bu şiş boğazımla?!
-Bugün not taşımacılığı yapan admin lakaplı insan aldığım notu resmen suratıma fırlattı. Pardon, neden bu kadar agresifsiniz?
-Angie'nin uyduruk MUN hikayelerini dinlediniz. Kiip in taç.
2 yorum:
dondurma te ustune ilik su ic geciyo
bende oyle en azindan
not ne ki, kafasına babet fırlatılanlar varmış!
ay lav emyuen.
Yorum Gönder