9 Haziran 2009 Salı

aergkhlj..


-şu çiçeğin adını bulana benden bi dondurma!


- kitaplığımın en üst raflarında kutsal kitap olarak Yüzüklerin Efendisi üçlemesini bulunduran insan bitanesin sen!


- şu şampuan, cif gibi sabunsal hedelerin kapaklarının yanında kuruyup tortulaşan kalıntılar görünce içim bir fena oluyor, başım dönüyor, midem kalkıyor, hop oturup hop kalkıyorum ne desem bilemiyorum.


- geçen gün otobüste gidiyordum. körüklü tabiiki. e körüklü olunca tabi ki körükte duruyorum gitmiyorum. Geçen gün bir teyze geldi yavaş yavaş geldi, durdu yanımda, onun yanına başka bir teyze derken bi başka teyze daha tabi yer vereyim diye kaydıkça kayıyorum. derken şöför demez mi arkaya ilerleyelim diye bibaktım teyzeler beni yola sürüklemişler, arkamdakiler "bi gitse de ilerlesek artık" bakışları atıyolar bana hemen tee arkakapıya koştum. acıbadem civarındaydım angie'yi andım. ama teyzelere çok kalbim kırıldı. ayakları şişesiceler, sesi büzüşeciseler. ucuzluktan terlik bulamayasıcalar.


-kirazın gelmesi demek çok mutlu olmak demek okurcan. kiraz mevsiminde küsler barışır, çöpler değişir. dünya güzel bi yer olur. herkes küçüklüğünü hatırlar. 8 yaş altı kızlar kirazdan küpe yaparlar 48 dakika boyunca onlarla dolandıktan sonra anneleri kızar ve kirazlar yenir.


- sen hiç yumurtayı kucağına alıp bi gün boyunca bekledin mi, ben bekledim. evet çünkü küçükken çok salaktım. halbüse al bi kuluçka makinesi, ne dert kalır ne tasa...


- nerede bir beyaz lacoste giyen var orası şenlikli, çünkü beyaz lacoste'lu hep güler, çok güzel dişleri olur. tombiktir o hafif.


- başkasının dinlediği müziğin melodisini duyabildiğinde bir led zeppelin dinlediğini bir queen dinlediğini anladığın an çok mutlu oluyosun bence. karşındakinin elini tutup hayatı boyunca çok başarılı olucağını, istediği herşeyi yapabiliceğini söylemek istiyorum. ama gülümsüyorum ya aslında diğer türlü yapmak lazım.


- ve evet sen eğer sen o unuttuğu bademi cebinde bulan insansan, çok mutlu olduğun çok bariz


- if you hear a crack by the time you step and if you turn and examine the wreckage to see if it was a snail, i think you have pink cheeks, and a marvellous heart


not: neden sonu ingilizce yazdım çünkü wreckage ve marvellous yazması çok keyifli..

6 yorum:

Mahavishnu dedi ki...

İyi günler ben A.E.H.K.Ç.Ç.P.D(alpay erdem in haklarını koruma,çalanları çok pis dövme)kurumundan geliyorum.

Bu da gümüş çekicim.Ben de Maxwell im zaten.

Şaka bir yana=Güzel olmuş.

angie dedi ki...

ayyy yavruum yerimyerim.

roald dahl habire marvellous diyo diye seviyorum zati o adamı da:) asıl ms hopebrown var marvellous diyen, ama o kadın korkutuyo beni değinmiycem ona.

o diil de benim kuzenimin botanikçi sevgilisi var sorarım ben o çiçeğin adını (ehemehem.. latincesini bilem öğrenirim.)

bi de ben hayatımın en son fizik sınavına girdim ve şahane geçti buna ne demeli?

bi de salyangoz mevsimi geçti, ben ona seviniyorum. piskolojik baskıydı resmen üstümde.

adımokurcankalsın dedi ki...

heyyyy! o bir saat çiçeğidir, çok güzel olur bayaa severim. Üstündeki yeşil bacağımsı şeylerin saati gösterdiğine dair inanışlar falan vardır. Latincesini bulma işini angie'ye bırakıorm ki o da dondurma haketsin, hep beraber yiyelim :P
sevgiler efenimmm....
PARLA the okurcan =)

Fermium dedi ki...

parla the okurcana buradan saygı ve sevgilerimizi yolluyoruz. dondurmalar hep seninle olsun. reha muhtar hiç yoluna çıkmasın. ehehe ne güzel..

Adsız dedi ki...

en son yazının üstünden geçen 9 günün ardından eylem kararı aldık okurcan grubu olarak! sınavlar bitti okullar da bitti! mazeret ne?! 7 yazarsınız hadi 5 inizin işi var kalan 2 si ne edio?! (bu arada fermium a aaalkıış son yazılar hep koyu yeşil ormana benzedi forum yaşasıın!)

gerekenin yapılmasını arz ederiz

sevgili okurcanlarınız..

Adsız dedi ki...

kesinlikle saat çiçeği