"who could think of a better punishment. everything is the same just a little worse". gerçekten de aklıma daha iyi bir ceza gelmiyor. dikkat bu yazı yüksek miktarda spoiler içerir. izleyecekseniz okumayın.
"for those who haven't seen the movie yet i'll write another entry soon."
"for those who haven't seen the movie yet i'll write another entry soon."
gülümseyemeyen insanlar, yıldızların dahi olmadığı kapkara bir gökyüzü ve sadece o an önemsiz olduğunda yapabildiğiniz ufak mucizeler.. filmi eğlenceli kılan bi dolu şeyden bahsetmeden önce bu ufacık detaylar bile inceden inceye düşünülmüş. filmin başında tom waits in çatal sesiyle plaktan çalınan "dead and lovely" filmin atmosferini zaten en baştan belirliyo. ama zia'nın intihar etmeden önce hertarafı silip tam da ölüm anında hafifçe uçuşan bir toz yığını.. evet evet çok büyük bir hüsran. avusturyalı patron/ev arkadaşı ise zia'nın yeni soluk dünyasını daha da oraya uygun yapan insana bıkkınlık getiren bi adam. neredeyse barney ve ted'in tanışması tadında eugene'le tanışması. bütün ailesinin burada olması. akabinde eski sevgilisinin de intihar ettiğini öğrendiğinde suratında bir mimik oluşamaması gülümseyememesi. koltuğunun altında karadelik olan ve farları yıllardır çalışmayan bir arabayla gogol bordellosal şarkılar eşliğinde dolaşan eugene ve zia enteresan bi otostopçuya rastlarlar. arabanın karadeliğinde kaybolan gözlükler eşliğinde bi yolculuktan sonra mikal kızıp gider. ama olsundur gene rastlaşırlar desiree'nin izini sürmeye devam ederlerken farlar çalışır ve yolda yatan kneller'ın kampına giderler. garip garip insanlarla tanışırlar. kneller'in köpeğini bulmak için çıktıkları yolculukta zia ve mikal deniz bulurlar(ehehaha). köpek yüzünden bi salakla muhattap olurken zia desiree'yi görür.. anlaşılan o ki desiree kafayı sıyırmıştır. zia bu aptal kızı ararken aslında mikal'ın ne kadar hoş biri olduğu şimşekleri çakar. ama bahsi geçen salak adam intihar edip helecanla beklediğimiz kneller(tom waits) in gelmesine sebebiyet verir. kamp dağılır bilmemne..
miğnvayıl mikal sürekli aradığı yöneticilerle konuşup dünyaya dönmüştür.. sabah zia eugene'in arabasını kullanırken karadelikten süzülür ve hastane'de uyanır. yanında mikal. film boyunca ilk defa karşılaştığımız o güzel bir çift sırıtış.. olması gerektiği gibi bitemeyen güzel bir masal
tam türkçe bi adı olamayan bir film wristcutters (bilekkesenleri saymıyorum). elimizde gerçekten kaliteli bir film var. hemde 88 dakika çok sıkmadan tadında bırakıyor filmi. mesela tideland, 2001 space odyssey filmlerinde insanın gözü ister istemez saate kayar "off ne zaman biticek bu" replikleri kaçınılmazdır. başından beri gülümseten küçük detaylar. trajikomik bir hikaye. etkileyici ve inandırıcı ortamlar. öyle ki göründüğünde terkedilmiş olduğunu saniyesinde anlayabiliceğiniz çölümsü yollar.. vesaire. hem zaten film oyuncularıyla ilgimi kazanmış durumdayken bir de yemek yiyip, bira içmeye, hele bi de çişe gitmiyolar mı... yerim ben onları..
eugene'i oynayan shea whigham'ın oyunculuğu lokum gibi. kendisinin bir rus olmadığını hatta floridalı olduğunu biliyormuydunuz.. ve baklava kıvamlı oyunculuğundan ötürü mikal olan shannyn sossamon'u ayrıca tebriklere boğuyorum. nihayet tom waits. sempatik tavırlarıyla ve mütişsonik sesiyle konuşurken salyalar saça saça dinlemesi bana düştü. nedense zia biraz silik geldi bana.. daha çok diğerlerinin hikayesi anlatılıyomuşçasına silik. belki de sürekli iyi oyunculukların altında ezilmesi olabilir bu. zaten film ana olarak "Kneller's Happy Campers" hikayesine dayandırılmış olay oralardan yola çıkılmış bir senaryo adına gerçekten güzel. bmd notu 10 üstünden 8
1- zia silik daha önce dediğim gibin
2- soluktu renkler hııhıııı ama mikalın üstündeki o kazak çok güzel kırmızı ben öyle şemsiye istiyorum..
en kısa zamanda görüşcez benden kaçamazsınız
1 yorum:
İnceleme güzel de bu film 10/10.Bu biiir.
Resim gözükmüyodu,ben bi tane koydum bu da iki :)
Yorum Gönder