23 Nisan 2009 Perşembe

Eleanor Ribgy Part I


Eleanor Rigby


Şu yalnız insanlara bak diye düşündü Father McKenzie.Cenazeden

birbirinen uzakta ve sessiz ayrılanlara bakarken.

Sonra kendi yalnızlığını düşündü yamanmış çoraplarına bakıp...

Ömür boyunca hayallere tutunup öylece yaşamayı,

Cenazesine kimsenin gelmediği şu garip kızı düşündü.

Gözlerinden iki damla yaş süzüldü, Silah patladı.


“cenaze...kız...kız güzel gülüyor...Hayatında ilk kez yalnız olmadığını hissediyor...Kız uzaklaşıyor tut.tutmalı bir jilet rüyayı ikiye bölüyor...İskoçya...ortada kocaman bir ova..kız orada...orası en sevdiği yer hiç gitmediği..kız yok oluyor kalk..”


Gözlerini açtığında morgda buldu kendini...

kafası yerindeydi.

neler olduğunu anlayamıyordu.

Tek istediği, Orası ve oydu.Neden bilmiyordu hayatında ilk kez sorulara cevap alabileceğini

düşündü.Rüyasındaki kız hani şu cenazesine kimse gelmeyen ve intahar eden.Oydu rüyadaki.Belki

orada olacaktı, belki...


Bu sırada başka bir hastanenin başka ancak aynı soğukluktaki morgunda bir kadın uyandı bilekleri jilet

izli...


Ayağındaki etikete baktı. Rigby Eleanor yaş:28 Ölüm sebebi: intahar

sonra rüyasındaki o ovayı hatırladı...

hiç gitmediği hep olmak istediği yer orasıydı sanki

ve hiç tanımadığı ama bir yerlerde hep özlediği adam...

Belki sorulara cevap vermesi için bu sefer düşünmemesi sadece yapması gerekirdi.

Babasının sözlerini hatırladı: Yol yaşamdır,varmak ise ölümdür.

Güldü, ayağındaki etiketi çıkardı. Ölü insanlar nereden geldiler diye düşündü iki yabancı,

iki ölü... yeni ve daha çarpıcı bir soru yolculuklarına başlattı ikisini:

ya yalnız insanlar?

Onlar nereden geldiler?


Bu blogdaki insanların Beatles aşkı aşikar.Birçok şarkılarını biliyoruz.Batticon'un yazısının üzerine yapmam

gereken şeyi yapıyorum hem :).


Biryerlerde demiştim.Beatles bana yazmayı beceremediğim hikayelerimi anlatıyor diye,öyle.Ben yeni bir

geleneği başlatabilirim umarım.Gerçi yazım edebi açıdan çok kaliteli olmadı ama kimin umurunda.Ben

sadece elinizi tutmak,size hikayeler anlatmak istiyorum John ve Paul'un tanıdık sesleri ile.


Bu gün ilk hikayemin ilk bölümünü anlattım işte.Part II ne zaman gelir söz veremiyorum,bir süre

(ama az:)

buralarda olamayacağım sanırım ; ancak eminim ki

dostlarım da kendi hikayelerini anlatma şansını geri tepmeyeceklerdir.


İyi eğlenceler...

Mahavishnu logs out.
(Angie'den gelen edit:
Mızmızlanarak bir önceki yanlış alarmın 100. yazımız olmadığını belirtmiştim. Ama bu sefer haberler iyi! Mahavishnu'dan gelen çok şahane, çok şukela bir 100. yazımız var artık!!
Gerek blogda yazan sevgili yazarsal insanlara, gerek de yorumlarıyla Ortadan Sıkılan Diş Macunu'na ruh katan okurcanlara teşekkür etmek isterim.
Bu bloga ilk başladığımızda kimse yazı yazıcağımız konusunda ümitli diildi, ama 100. yazıya ulaşmışız, çok mutlu oldum hani.
Hepinizi kocaman öptüm pıtırcıklar.)

3 yorum:

Mahavishnu dedi ki...

yazıyı wordden kopyaladığım için düzensiz oldu düzeltemedim okurken yorulursanız şimdiden özür dilerim :)

Fermium dedi ki...

düzeltmeye çalıştım ama çok da işe yaramadı galiba..

Mahavishnu dedi ki...

Yaramamış.Olsun sanatsal böyle pikassovari olsun yazım :)

Ayrıca Angie ben pıtırcık olmasam:)