25 Aralık 2010 Cumartesi

as;ldkj

Bu sene "P" harfi cok goz onunde oldu. Hayir mi? Canin sagolsun..

Bugun bisey yazmak isteyip ne yazicagimi bilmiyorum. Olley? Hayir oley degil. Yeni yil falan geldi, insanlar neseliler falan oh mis (en azindan oylelerdir heralde her zamanki gibi, kisa bi sure sonra uzun yoldan tanidigimiz insanlar gelince burnumuzun uzerinde tabak dondurmeye calisirken disari zorla cikarildigimda bunu tekrar farkedicem) Ev'li cumleler cekimliyorum okul tatil oldugundan beri, spesifik olarak ev, evi, eve, evde (den hali yok cunku evDEN cikmadim pek)(unuttugum bi tanesi var gibi ama neyse)
Evde olips filan var simdi mutluyum. Ama cok da mutlu degilim gibi, olipslerimle aram iyi, itirazim olips lere degil, itirazim kendime. Bilmiyorum size oldu mu ama ben genelde kotu seyleri hep hafizamdan silmeye calisirim. Mesela annanemin oldugu gunun sadece karli oldugunu hatirliyorum. Cok sevemedigim insanlarin iyi ve takdir ettigim yonlerini filan hatirlamaya calisirim. Bazi seyleri hafizamdan silemiyo olsam da cogu zaman ise yariyor. Kendime olan itirazimin sebebi bu ozelliklerimi kaybetmem, nerdeyse kendime dayanamadigim zamanlarin giderek artmasi. Tehlikeli seylerden biri insanin kendine katlanamamaya baslamasi, ve bu durumda ne yapilmasi gerektigi konusunda dusuncelerim ve potansiyel olarak yapabilecegim seyler cok hizli bi sekilde azaliyor. Bisikletim oldu ama daha once bisiklete binme konusunda sabikali oldugumdan dolayi bu bisiklet bana ozgurluk vericegine cocuk oyuncagina dondu, hani su 8 yas insanlarinin kapinin onunde bisiklete binmesi gibi. E zaten oyle bi yerde oturuyorum ki yuruyerek en yakin supermarkete gitmek en azindan 40 dakikalik bi yuruyus gerektiriyo, ustelik cok yavas yuruyen bi insan degilimdir. 2-3 sene onceki hayatimda evden cikarken "ben bi ara gelirim" diyip giden insandan "anne beni suraya biraksana" insani olmak zorunda birakildim. Bu tatilde ise bunu soylemeyi o kadar cok istemedim ki, evde Voodoo Chile coveri'ni, ondan once de Haydn'in Londra Senfonisini dinleyip, pacman oynayip ayaklarimi tavana uzatip "tavanda yuruyomusum ki ehehehe" cumlesini aklimdan gecirdim. Annem Istanbul'dan cocukluk fotoraflarimi yada orda kalmis fotoraflarimi getirmis cogu kahkahalar atan afacan, bi tanesi diplomasini alan 14 yasinda "lan dur dur beatles cok guzel bisey" diyen arka planda Angie'nin oldugu resim filan. Onu gorunce beni aldi bi dusunce, hani ilkokuldayken anneler ve babalar daha arkadasliginiz icin cok erken bu arkadaslarini pek goremiyceksin derlerdi de inanmazdik ya. "Olmaz oyle sey siz bilmiyosunuz X le ben hep arkadas kalicaz bi kere" diyip ertesi sene suratiniza bakmayan insanlar, farklilasan ilkokul arkadaslari. Olmadi demeyin hepimiz bu insanlardan tanidik, onlardan uzulerek uzaklastik biliyoruz. Dusundum de ne sansliydim filan (Angie ile 10 sene ayni okulda olduktan sonra son senemizde tanistik mesela) Sonra korkunc uc tane dusunce aklima geldi.. "Ya erken tanissaydik, ya hic tanismasaydik, bi dakka acaba erken mi tanistik?"
Gec tanisma diye bisey de var ama o bu durumda gecerli degil ve sanirim yas grubumuz icin 10-15 sene kadar gecerli olamaz. Ama acaba erken mi tanistik, birinin kafasina gelicek en korkutucu, dusundurucu, ve yorucu sorulardan biri.. Dolayisiyla bu konuda paylasilmak istenen gorusleri duysam benim gibi mevsimlik asosyalleri rahatlaticak sonuclara ulasabiliriz.

PS: Gidis donus ucak biletleri fiyatlari... Uzun zamandir aptala bisey yapmadim... burdan istanbula bi kere tamamen yanliz gittim... mm...


Neden bahsettimden en ufak fikri olan benle irtibata gecsin..

Hiç yorum yok: